İngilizce Restaurant Diyalogları ve Türkçe Anlamları
Yabancı bir restorana gittiğinizde, ortak iletişim dili olarak en yaygın kullanılan dilin İngilizce olduğunu gözlemlemiş olabilirsiniz. İngilizceyi iyi bir şekilde kullanarak sipariş vermek, arzuladığınız yemeği net bir şekilde ifade edebilmek açısından oldukça önemlidir. Siparişinizi verirken işinize yarayacak bazı temel cümle yapıları, kelimeler ve diyalogları sizler için derledik; böylece hem İngilizce bilginizle sipariş verebilir hem de keyifli bir yemek deneyimi yaşayabilirsiniz. Restoranda sıkça karşılaşılan İngilizce kelimeler ve diyaloglar için hazırladığımız listeye göz atmaya başlayalım.
İngilizce Garson-Misafir Diyalogları
Aşağıdaki İngilizce müşteri garson diyalogları, vereceğiniz sipariş için size fikirler verebilir.
Diyalog 1
Waiter: Good evening. How many people?
Guest: Just one, please.
Waiter: Right this way. Here is the menu.
Guest: Thank you. What do you recommend?
Waiter: Our grilled chicken is very popular.
Guest: Okay, I’ll have that, please.
Waiter: Would you like something to drink?
Guest: Yes, a glass of water, please.
Waiter: Of course. Your order will be ready soon.
(Türkçesi)
Garson: İyi akşamlar. Kaç kişisiniz?
Misafir: Sadece bir kişi, lütfen.
Garson: Bu taraftan. İşte menü.
Misafir: Teşekkürler. Ne önerirsiniz?
Garson: Izgara tavuğumuz çok popülerdir.
Misafir: Tamam, ondan alayım lütfen.
Garson: İçmek için bir şey ister misiniz?
Misafir: Evet, bir bardak su lütfen.
Garson: Elbette. Siparişiniz birazdan hazır olacak.
Diyalog 2
Waiter: Are you ready to order?
Guest: Yes, I’d like a pizza.
Waiter: What size would you like? Small, medium, or large?
Guest: Medium, please.
Waiter: Anything to drink?
Guest: A cola, please.
Waiter: Sure. Anything else?
Guest: No, that’s all. Thank you.
Waiter: You’re welcome.
(Türkçesi)
Garson: Sipariş vermeye hazır mısınız?
Misafir: Evet, bir pizza istiyorum.
Garson: Hangi boy? Küçük, orta ya da büyük?
Misafir: Orta, lütfen.
Garson: İçmek için bir şey?
Misafir: Bir kola, lütfen.
Garson: Tabii. Başka bir şey ister misiniz?
Misafir: Hayır, bu kadar. Teşekkürler.
Garson: Rica ederim.
Diyalog 3
Waiter: Hello, welcome to our restaurant. Do you have a reservation?
Guest: No, we don’t. Is there a table for two?
Waiter: Yes, of course. Please follow me.
Guest: Thank you. Could we see the menu, please?
Waiter: Here you are. Today’s special is vegetable soup and steak.
Guest: That sounds good. I’ll have the steak.
Waiter: And how would you like your steak? Rare, medium, or well-done?
Guest: Medium, please.
Waiter: Great. And for you?
Guest 2: I’ll have the vegetable soup and a salad.
Waiter: Any drinks?
Guest: Two iced teas, please.
Waiter: Certainly. I’ll bring your drinks right away.
(Türkçesi)
Garson: Merhaba, restoranımıza hoşgeldiniz. Rezervasyonunuz var mı?
Misafir: Hayır, yok. İki kişilik bir masa var mı?
Garson: Evet, tabii. Lütfen beni takip edin.
Misafir: Teşekkürler. Menüyü görebilir miyiz?
Garson: Buyurun. Bugünün spesiyali sebze çorbası ve biftek.
Misafir: Kulağa güzel geliyor. Ben biftek alayım.
Garson: Bifteğinizi nasıl istersiniz? Az pişmiş, orta, yoksa çok pişmiş?
Misafir: Orta olsun, lütfen.
Garson: Harika. Peki sizin için?
Misafir 2: Ben sebze çorbası ve bir salata alayım.
Garson: İçecek ister misiniz?
Misafir: İki soğuk çay, lütfen.
Garson: Elbette. İçeceklerinizi hemen getiriyorum.
Karşılama ve Masaya Yönlendirme
Karşılama ve masaya yönlendirilme sırasında şu İngilizce cümleleri duyabilirsiniz:
Welcome! (Hoş geldiniz!)
Good evening. (İyi akşamlar.)
Good afternoon. (İyi günler.)
How many people? (Kaç kişisiniz?)
How many in your party? (Grubunuz kaç kişiden oluşuyor?)
Do you have a reservation? (Rezervasyonunuz var mı?)
Yes, we have a reservation. (Evet, rezervasyonumuz var.)
No, we don’t have a reservation. (Hayır, rezervasyonumuz yok.)
Please follow me. (Lütfen beni takip edin.)
This way, please. (Bu taraftan lütfen.)
Would you like a table inside or outside? (İçeride mi dışarıda mı masa istersiniz?)
Here is your table. (Buyurun, masanız burada.)
Please have a seat. (Lütfen oturun.)
I’ll bring the menu right away. (Menüyü hemen getiriyorum.)
Your waiter will be with you shortly. (Garsonunuz birazdan yanınızda olacak.)
Enjoy your meal! (Afiyet olsun!)
Sipariş Alma
Sipariş alırken bu ingilizce cümleleri duyabilirsiniz:
Are you ready to order? (Sipariş vermeye hazır mısınız?)
May I take your order? (Siparişinizi alabilir miyim?)
What would you like to eat? (Ne yemek istersiniz?)
What would you like to drink? (Ne içmek istersiniz?)
Would you like anything else? (Başka bir şey ister misiniz?)
Can I get you something to drink? (Size içecek bir şey getireyim mi?)
Do you have any allergies? (Herhangi bir alerjiniz var mı?)
How would you like your steak? (Bifteğinizi nasıl istersiniz?)
Medium, rare or well-done? (Orta, az pişmiş veya çok pişmiş?)
Would you like a side dish? (Yanında garnitür ister misiniz?)
Would you like a dessert? (Tatlı ister misiniz?)
I recommend the chef’s special. (Şefin özelini öneririm.)
Your order will be ready soon. (Siparişiniz yakında hazır olacak.)
Özel İstekler Ve Alerjiler
Restoranda sıkça kullanılan İngilizce kelimeler arasında özel istek ve alerjileri de duyabilirsiniz:
I have a food allergy. (Yiyecek alerjim var.)
I’m allergic to nuts. (Fındık alerjim var.)
I’m allergic to seafood. (Deniz ürünlerine alerjim var.)
Does this dish contain nuts? (Bu yemekte fındık/fıstık var mı?)
Does this meal contain dairy? (Bu yemekte süt ürünleri var mı?)
Is it gluten-free? (Glutensiz mi?)
I don’t eat meat. (Et yemiyorum.)
I am vegetarian. (Vejetaryenim.)
I am vegan. (Veganım.)
Can I have it without salt? (Bunu tuzsuz alabilir miyim?)
Can I have it without sugar? (Bunu şekersiz alabilir miyim?)
Can you remove the onions, please? (Soğanları çıkarabilir misiniz, lütfen?)
Can you make it less spicy? (Daha az acılı yapabilir misiniz?)
Can I have the sauce on the side? (Sosu ayrı alabilir miyim?)
Could you warm this up, please? (Bunu biraz ısıtabilir misiniz, lütfen?)
Yemek Servisi
Yemekte İngilizce diyaloglar yemek servisi sırasında şöyle gelişebilir:
Here is your food. (Yemeğiniz burada.)
Enjoy your meal! (Afiyet olsun!)
Would you like anything else? (Başka bir şey ister misiniz?)
Is everything okay? (Her şey yolunda mı?)
How is your meal? (Yemeğiniz nasıl?)
Can I get you anything? (Size bir şey getireyim mi?)
Would you like more bread? (Biraz daha ekmek ister misiniz?)
Would you like another drink? (Bir içecek daha ister misiniz?)
Do you need anything else? (Başka bir şeye ihtiyacınız var mı?)
Your food will be ready shortly. (Yemeğiniz birazdan hazır olacak.)
I’ll bring it right away. (Hemen getiriyorum.)
Please let me know if you need anything. (Bir şeye ihtiyacınız olursa lütfen haber verin.)
Tatlı ve Kahve Siparişi
Tatlı ve kahve siparişi için örnek diyalog bu şekildedir:
Waiter: Would you like to see the dessert menu? (Tatlı menüsünü görmek ister misiniz?)
Guest: Yes, please. (Evet, lütfen.)
Waiter: We have cheesecake, chocolate cake, and ice cream. (Cheesecake, çikolatalı kek ve dondurmamız var.)
Guest: I’ll have the cheesecake. (Ben cheesecake alacağım.)
Waiter: And would you like some coffee? (Ve kahve ister misiniz?)
Guest: Yes, a cappuccino, please. (Evet, bir cappuccino lütfen.)
Waiter: Any sugar or milk? (Şeker veya süt ister misiniz?)
Guest: No, thank you. (Hayır, teşekkür ederim.)
Waiter: Your dessert and coffee will be right out. (Tatlı ve kahveniz hemen geliyor.)
Hesap İsteme
Aşağıdaki diyalog ile hızlıca hesap isteyebilirsiniz:
Guest: Could we have the bill, please? (Hesabı alabilir miyiz, lütfen?)
Waiter: Of course, I’ll bring it right away. (Elbette, hemen getiriyorum.)
Guest: Can I pay by card? (Kartla ödeyebilir miyim?)
Waiter: Yes, we accept credit and debit cards. (Evet, kredi ve banka kartlarını kabul ediyoruz.)
Guest: Do you split the bill? (Hesabı bölebilir misiniz?)
Waiter: Yes, no problem. (Evet, sorun değil.)
Guest: Thank you, everything was great. (Teşekkürler, her şey harikaydı.)
Waiter: Thank you, have a great day! (Teşekkürler, iyi günler!)
Restoranda Kullanılan İngilizce Kalıplar
Restoranda kullanılan İngilizce kalıp örnekleri şunlar olarak sıralanabilir:
May I see the menu, please?
Restoranda masaya oturduktan sonra menüyü nazik bir şekilde istemek için kullanılan bir ifadedir.
Do you have any vegetarian options?
- Vejetaryen biriyseniz veya et içermeyen alternatif yemekleri öğrenmek istiyorsanız garsona bu soruyu yöneltebilirsiniz.
Could you make it less spicy, please?
Yemeğin çok acı olmamasını istiyorsanız, garsona bu şekilde kibarca belirtebilirsiniz.
Can I have the bill, please?
Yemeğin sonunda hesabı nazikçe istemek için kullanılan temel bir kalıptır.
Is service included?
Bazı restoranlarda servis ücreti hesaba dahil edilir. Bu kalıp, hesabın içinde servis ücretinin olup olmadığını öğrenmenizi sağlar.
Do you have still or sparkling water?
Su siparişi verirken sade (düz) su mu yoksa soda (gazlı) su mu istediğinizi belirtmek için kullanılır.
Can I have this to go? (Takeaway / Paket Servis)
Yemeğinizi restoran yerine paket olarak almak istediğinizde garsona bu şekilde söyleyebilirsiniz.
Restoranda Sıkça Kullanılan İngilizce Kelimeler
Restoranda sıkça kullanılan İngilizce kelimeler şu şekilde sıralanabilir:
|
İngilizce Kelime |
Türkçe Anlamı |
|
menu |
menü |
|
waiter / waitress |
garson (erkek / kadın) |
|
customer / guest |
müşteri / misafir |
|
table |
masa |
|
chair |
sandalye |
|
reservation |
rezervasyon |
|
bill / check |
hesap |
|
tip |
bahşiş |
|
order |
sipariş |
|
dish |
yemek / tabak |
|
meal |
öğün / yemek |
|
appetizer / starter |
başlangıç yemeği |
|
main course |
ana yemek |
|
dessert |
tatlı |
|
drink / beverage |
içecek |
|
water |
su |
|
still water |
sade (gazsız) su |
|
sparkling water |
soda / gazlı su |
|
bread |
ekmek |
|
salad |
salata |
|
soup |
çorba |
|
sauce |
sos |
|
spoon |
kaşık |
|
fork |
çatal |
|
knife |
bıçak |
|
napkin |
peçete |
|
plate |
tabak |
İngilizce Restaurant Diyalogları ve Türkçe Anlamları Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
İngilizce Menüyü Nasıl İsterim?
Menüyü istemek için: Can I see the menu, please? (Menüyü görebilir miyim, lütfen?) veya Could you bring the menu, please? (Menüyü getirebilir misiniz, lütfen?) ifadeleri kullanılır.
İngilizce’de Yemek Tavsiyesi Nasıl İstenir?
Garsondan öneri almak için: What do you recommend? (Ne önerirsiniz?) ya da What is the most popular dish? (En çok tercih edilen yemek hangisi?) denilebilir.
İngilizce İçecek Siparişi Nasıl Verilir?
İçecek sipariş ederken:I’d like a glass of water. (Bir bardak su istiyorum.) veya Can I have a coffee, please? (Bir kahve alabilir miyim, lütfen?) kullanılır.
Restoranda İngilizce Tatlı Nasıl İstenir?
Tatlı için: Do you have any desserts? (Tatlı çeşitleriniz var mı?) ve I’ll have the cheesecake. (Cheesecake alacağım.) cümleleri kullanılabilir.