İngilizce Kalıplar, Günlük Konuşma Kalıpları
Günlük hayatta akıcı ve doğal bir iletişim kurabilmek için İngilizce konuşma kalıplarını bilmek büyük önem taşır. Bu hazır cümle yapıları; tanışma, şükran duyma, sohbeti devam ettirme ve vedalaşma gibi pek çok sosyal durumda işinizi kolaylaştırır ve iletişimin kopmasını engeller. Bu ifadeleri kullanmak, yabancı dilde konuşurken kendinize olan güveninizi artırır ve tereddüt etmeden kendinizi anlatmanıza olanak tanır. Unutulmamalıdır ki, İngilizcede selamlaşma şekilleri, konuştuğunuz kişinin yakınlığına veya ortamın resmiyetine göre değişiklik gösterir.
İngilizce Günlük Kalıpları Bilmek Neden Önemli?
Gündelik hayatta sıkça kullanılan İngilizce kalıplara hakim olmak, konuşmanızın daha akışkan ve doğal duyulmasını sağlayan temel faktördür. Rutin diyaloglarda geçen bu hazır yapıları öğrenmek, iletişim sırasındaki reaksiyon sürenizi kısaltır ve karşı tarafa düşünmeden, daha seri cevaplar vermenize olanak tanır. Bunun yanı sıra, anadili İngilizce olan kişilerin konuşma dilini ve jargonunu daha iyi kavramanızı sağlar; böylece düşüncelerinizi en doğru ve net biçimde aktarmanız kolaylaşır.
İngilizce Günlük Konuşma Kalıplarını Öğrenirken Yapmanız Gerekenler
Gündelik konuşma diline hakim olmanın ve kalıpları kalıcı hale getirmenin en iyi yolu, istikrarlı bir çalışma rutini oluşturmaktır. Bu süreci daha verimli ve keyifli bir hale getirmek için aşağıdaki aktiviteleri hayatınıza dahil edebilirsiniz:
Görsel Medyadan Yararlanın: Film ve dizileri orijinal dillerinde, İngilizce altyazı desteğiyle izleyerek hem duyduklarınızı hem de okuduklarınızı eşleştirebilirsiniz.
İşitsel Kaynaklara Yönelin: Kulağınızın dile aşina olması ve telaffuzunuzun gelişmesi için düzenli olarak İngilizce podcast yayınlarını takip edin.
Okuma Alışkanlığı Edinin: Kendi dil seviyenize uygun romanlar veya hikaye kitapları okuyarak cümle yapılarını daha iyi analiz edin.
Sosyal Pratik Yapın: Öğrendiğiniz kalıpları hayata geçirmek için arkadaşlarınızla karşılıklı İngilizce konuşma egzersizleri yapın.
Dijital İçerikleri Keşfedin: YouTube üzerindeki yabancı kanalları, vlogları ve eğitici videoları izleyerek güncel dil kullanımını gözlemleyin.
İngilizce Selamlaşmalar – Tanışma Kalıpları
İngilizcede doğru iletişim kurmanın ilk adımı, etkili selamlaşma ve tanışma ifadelerine hakim olmaktır. Sosyal ortamlarda sohbeti başlatmak ve sıcak bir izlenim bırakmak için kullanılan bu temel yapıları öğrenmek, konuşma becerilerinizi bir üst seviyeye taşır. İşte günlük hayatta sıkça karşılaşabileceğiniz ve pratik yapabileceğiniz alternatif örnekler:
How is it going? (Nasıl gidiyor?)
What’s new? (Ne var ne yok? / Yeni ne var?)
I’m doing well, thanks. (Gayet iyiyim, teşekkürler.)
Pleased to meet you. (Sizinle tanıştığıma memnun oldum.)
Catch you later. (Sonra görüşürüz / Yakalarım seni.)
Have a good one. (İyi günler / İyi eğlenceler.)
Could you give me a hand? (Bana bir el atabilir misin / Yardımcı olabilir misin?)
I didn’t catch that. (Dediğini tam anlayamadım / Yakalayamadım.)
What does this cost? (Bunun maliyeti/fiyatı nedir?)
Pardon me. (Pardon / Affedersiniz.)
İngilizce Resmi Selamlaşmalar
İş dünyasında, akademik ortamlarda veya sizden yaşça/kıdemce büyük kişilerle iletişim kurarken profesyonel bir dil kullanmak gerekir. Samimi ifadelerin aksine, resmi selamlaşma kalıplarına hakim olmak, ciddiyetinizi korumanıza ve karşı tarafa saygı duyduğunuzu göstermenize olanak tanır. İşte resmi durumlarda güvenle kullanabileceğiniz alternatif kalıplar:
Greetings. (Selamlar / Esenlikler.)
It is a pleasure to meet you. (Sizinle tanışmak bir zevktir.)
Good day. (İyi günler.)
I am pleased to meet you. (Tanıştığımıza memnun oldum.)
How have you been? (Nasıl oldunuz? / Neler yaptınız?)
It is an honor to meet you. (Sizinle tanışmak benim için bir onurdur.)
I hope you are doing well. (Umarım iyisinizdir.)
Welcome, it is good to have you here. (Hoş geldiniz, sizi burada görmek güzel.)
İngilizce Samimi Selamlaşmalar
Arkadaş ortamında veya yakın çevrenizde resmiyeti bir kenara bırakıp daha samimi bir dil kullanmak isterseniz, bu kalıplar tam size göre. Sokak diline ve günlük konuşma ritmine ayak uydurmanızı sağlayacak, sıkça kullanılan alternatif ifadeleri aşağıda derledik.
Yo! (Selam! / Hey!)
Sup? (N’aber? – “What’s up”ın kısaltılmış halidir.)
How’s life? (Hayat nasıl? / Hayat nasıl gidiyor?)
What’s new? (Ne var ne yok? / Yeni bir şeyler var mı?)
How are things? (Durumlar nasıl? / İşler güçler nasıl?)
Look who it is! (Bakın burada kim varmış! – Şaşırma ve sevinç belirtir.)
İngilizce Resmi Olmayan Karşılıklar
Biri size “Nasılsın?” dediğinde her zaman klasik cevaplar vermek zorunda değilsiniz. Günlük konuşmalarda veya samimi ortamlarda mevcut durumunuzu anlatmak için aşağıdaki alternatif kalıpları tercih edebilirsiniz.
Can’t complain. (Şikayetim yok / Halimden memnunum.)
I’m doing great. (Harika gidiyor / Çok iyiyim.)
Just the usual. (Bildiğin gibi / Her zamanki şeyler.)
Never been better! (Hiç bu kadar iyi olmamıştım!)
Hanging in there. (İdare ediyoruz / Dayanmaya çalışıyorum.)
I’ve been better. (Daha iyi günlerim olmuştu / Çok iyi sayılmam.)
Tanışma Kalıpları
Biriyle ilk kez karşılaştığınızda veya kendinizi tanıtırken her zaman standart kalıpları kullanmak zorunda değilsiniz. İletişimi daha çeşitli hale getirmek ve karşınızdakini tanımak için aşağıdaki alternatif soru ve cevapları kullanabilirsiniz.
May I ask your name? (Adınızı sorabilir miyim?)
My name is (your name). (Benim adım (isim).)
It’s great to meet you. (Sizinle tanışmak harika.)
It’s a pleasure to meet you. (Sizinle tanışmak bir zevk.)
Where do you come from? (Nereden geliyorsun?)
I come from (country/city). (Ben (ülke/şehir)’den geliyorum.)
What do you do for a living? (Ne iş yapıyorsunuz? / Geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?)
I am a (job). (Ben bir (meslek)im.)
When is your birthday? (Doğum günün ne zaman?)
I was born in (year). (Ben (yıl) yılında doğdum.)
İngilizce İletişim Bilgileri Sorma
Biriyle tanıştıktan sonra iletişimi koparmamak veya iş bağlantısı kurmak için iletişim bilgilerini istemek gerekir. Numarasını, sosyal medya hesabını veya e-posta adresini sormak için kullanabileceğiniz alternatif kalıpları aşağıda derledik.
Could I get your mobile number? (Cep numaranı alabilir miyim?)
Are you on Instagram? (Instagram kullanıyor musun? / Instagram’da var mısın?)
What is the best way to reach you? (Sana ulaşmanın en iyi yolu nedir?)
Do you have a business card? (Kartvizitin var mı?)
What is your username? (Kullanıcı adın nedir?)
Let me give you my number. (Sana numaramı vereyim.)
Let’s keep in touch. (İrtibatta kalalım.)
İngilizce Hobiler Hakkında Konuşma
Karşınızdaki kişiyi daha yakından tanımanın en iyi yolu, nelerden hoşlandığını sormaktır. İlgi alanları üzerine konuşmak, sohbeti sıkıcılıktan kurtarır ve daha eğlenceli hale getirir. Aşağıdaki alternatif soru ve cevapları kullanarak bu konuda pratik yapabilirsiniz.
What do you do for fun? (Eğlenmek için neler yaparsın?)
How do you spend your weekends? (Hafta sonlarını nasıl geçirirsin?)
I am really into cooking. (Yemek pişirmeye çok meraklıyım.)
I like hiking and being in nature. (Doğa yürüyüşü yapmayı ve doğada olmayı severim.)
I play the guitar in my spare time. (Boş vaktimde gitar çalarım.)
My favorite pastime is watching movies. (En sevdiğim zaman geçirme aktivitesi film izlemektir.)
I enjoy painting and drawing. (Boyama ve çizim yapmaktan keyif alırım.)
I’m a big fan of football. (Futbolun büyük bir hayranıyım / Futbolu çok severim.)
İngilizce İş Hakkında Konuşma
Mesleğinizden bahsetmek veya karşınızdaki kişinin ne işle meşgul olduğunu öğrenmek, sosyal diyalogların vazgeçilmez bir parçasıdır. Sadece “Ne iş yapıyorsun?” demek yerine, iş hayatı üzerine daha çeşitli sorular sormak ve cevaplamak için aşağıdaki alternatif kalıpları kullanabilirsiniz.
What is your profession? (Mesleğiniz nedir?)
I am an engineer. (Ben bir mühendisim.)
Who do you work for? (Kimin için / Hangi şirkette çalışıyorsun?)
I work for an international bank. (Uluslararası bir banka için çalışıyorum.)
How long have you been working there? (Ne kadar süredir orada çalışıyorsun?)
I have been working there for two years. (İki yıldır orada çalışıyorum.)
Do you enjoy your work? (İşinden keyif alıyor musun?)
It is very challenging but fun. (Çok zorlu ama eğlenceli.)
I am currently unemployed. (Şu anda işsizim / çalışmıyorum.)
I run my own business. (Kendi işimi yapıyorum / Kendi işimi yönetiyorum.)
I like my job. (İşimi seviyorum.)
İngilizce Genel Konular Hakkında Kullanılan Kalıplar
İngilizce konuşurken sohbetin tıkanmaması ve akıcı bir şekilde devam etmesi için kullanılan genel ifadeler oldukça önemlidir. Karşınızdakine durumu sormak, verilen habere tepki göstermek veya müsaitlik durumunuzu belirtmek için aşağıdaki alternatif cümleleri kullanabilirsiniz.
What have you been up to? (Neler yapıyorsun? / Son zamanlarda nelerle uğraşıyorsun?)
Nothing special, just the usual. (Özel bir şey yok, her zamanki şeyler.)
That is awesome! (Bu harika! / Müthiş!)
How interesting! (Ne kadar ilginç!)
No way! Tell me everything. (Hadi canım! / Yok artık! Bana her şeyi anlat.)
What is your take on this? (Bu konudaki görüşün nedir? / Buna ne diyorsun?)
From my point of view… (Benim bakış açıma göre…)
Are you doing anything special this weekend? (Bu hafta sonu özel bir şey yapıyor musun?)
I am tied up at the moment. (Şu an elim kolum bağlı / Çok meşgulüm.)
I will get back to you later. (Sana sonra döneceğim.)
İngilizce Birini Tanıştırma Kalıpları
Sosyal bir ortamda veya iş yerinde iki kişiyi birbiriyle tanıştırmak, iletişimi başlatmanın en nazik yoludur. Sadece “Bu Ahmet” demek yerine, aradaki bağı açıklayan veya konuşmayı başlatan alternatif kalıpları aşağıda bulabilirsiniz.
I don’t think you’ve met (X). (Sanırım (X) ile tanışmadınız.)
Do you know (X)? ((X)’i tanıyor musun?)
Allow me to introduce (X). ((X)’i takdim etmeme izin verin. – Daha resmi)
Meet my colleague, (X). (Meslektaşım (X) ile tanış.)
She is a coworker of mine. (O benim iş arkadaşım.)
He is my cousin. (O benim kuzenim.)
We go way back. (Bizim hukukumuz eskiye dayanır / Çok eskiden beri tanışırız.)
(X), meet (Y). ((X), (Y) ile tanış.)
Have you guys met? (Siz çocuklar/arkadaşlar tanıştınız mı? – Samimi)
I want you to meet someone. (Seni biriyle tanıştırmak istiyorum.)
İngilizce Yardımlaşma Kalıpları
Zor bir durumla karşılaştığınızda destek istemek veya zorlanan birine el uzatmak iletişimin en nazik yanıdır. Sadece “Help me” demek yerine, duruma uygun daha kibar veya doğal ifadeler kullanmak isterseniz aşağıdaki alternatifleri inceleyebilirsiniz.
Is there anything I can do for you? (Senin için yapabileceğim bir şey var mı?)
Want a hand with that? (O konuda bir el atmamı ister misin? – Samimi)
May I assist you? (Size yardımcı olabilir miyim? – Resmi)
Let me handle this. (Bırak bunu ben halledeyim / İzin ver ben yapayım.)
Could you do me a favor? (Bana bir iyilik yapabilir misin?)
I wonder if you could help me. (Acaba bana yardım edebilir miydiniz? – Çok kibar)
I am struggling with this. (Bununla zorlanıyorum / Başım dertte.)
I could use a little help. (Biraz yardıma hayır demezdim.)
Can I ask for your advice? (Tavsiyeni/Fikrini sorabilir miyim?)
Are you available to help? (Yardım etmek için müsait misin?)
İngilizce Sipariş Verme Sırasında Kullanılan Kalıplar
Yurt dışında bir restorana gittiğinizde sadece yemek sipariş etmekle kalmaz, bazen masa ayırtmanız veya yemeğin içeriğini sormanız gerekebilir. Garsonlarla iletişim kurarken kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlayacak alternatif kalıpları aşağıda bulabilirsiniz.
Do you have a table for two? (İki kişilik masanız var mı?)
May I see the wine list? (Şarap listesini görebilir miyim?)
What are today’s specials? (Bugünün özel yemekleri nelerdir?)
I will take the grilled chicken. (Izgara tavuğu alacağım.)
Could I get a glass of water, please? (Bir bardak su alabilir miyim, lütfen?)
Does this meal contain peanuts? (Bu yemek yer fıstığı içeriyor mu?)
Can I have the sauce on the side? (Sosu yanında alabilir miyim?)
Everything was delicious, thank you. (Her şey çok lezzetliydi, teşekkürler.)
Check, please. (Hesap lütfen. – Amerikan İngilizcesinde sık kullanılır)
We would like to pay separately. (Ayrı ayrı ödemek istiyoruz.)
I would like to pay by card. (Kartla ödemek istiyorum.)
Is service included? (Servis ücreti dahil mi?)
İngilizce Sipariş Almak İçin Kullanılan Kalıplar
Bir kafede veya restoranda çalışıyorsanız ya da garsonun size ne sorduğunu tam olarak anlamak istiyorsanız, hizmet veren tarafın sıkça kullandığı bu alternatif kalıpları inceleyebilirsiniz.
May I take your order? (Siparişinizi alabilir miyim?)
What would you like to drink? (Ne içmek istersiniz?)
Would you like to start with some appetizers? (Başlangıçlarla başlamak ister misiniz?)
Do you want any sauces with that? (Bununla birlikte sos ister misiniz?)
For here or to go? (Burada mı yiyeceksiniz, paket mi olsun?)
Let me repeat your order. (Siparişinizi tekrar edeyim.)
Will that be all? (Başka bir şey var mı? / Hepsi bu kadar mı?)
I’ll be right back with your drinks. (İçeceklerinizle hemen dönüyorum.)
Did you enjoy everything? (Her şeyden memnun kaldınız mı?)
İngilizce Arkadaşlık Kurma ile İlgili Kalıplar
Yeni biriyle tanıştıktan sonra buzları eritmek veya mevcut bir arkadaşlığı daha ileriye taşımak için doğru cümleleri seçmek önemlidir. Karşınızdaki kişiye değer verdiğinizi gösteren veya ortak plan yapmaya yarayan alternatif kalıpları aşağıda bulabilirsiniz.
We have a lot in common. (Çok fazla ortak noktamız var.)
Do you have any plans for later? (Sonrası için bir planın var mı?)
You are fun to be around. (Seninle vakit geçirmek eğlenceli / Senin yanında olmak keyifli.)
Why don’t you come along? (Neden sen de (bizimle) gelmiyorsun?)
Are you free this Friday? (Bu Cuma müsait misin?)
I feel like I’ve known you forever. (Sanki seni yıllardır/ezelden beri tanıyormuşum gibi hissediyorum.)
Thanks for inviting me. (Beni davet ettiğin için teşekkürler.)
Let me know if you want to go out. (Dışarı çıkmak istersen bana haber ver.)
I’ve got your back. (Ben senin arkandayım / Bana güvenebilirsin.)
We need to do this again soon. (Bunu yakında tekrar yapmalıyız.)
Hit me up later. (Bana sonra ulaş / Beni sonra ara. )
İngilizce Bir Aktiviteye Dahil Olma Kalıpları
Bir arkadaş grubuna, bir oyuna veya devam eden bir sohbete sonradan dahil olmak istediğinizde nazik ve doğal bir dil kullanmak önemlidir. “Ben de geleyim mi?” demek yerine, durumu daha kibar veya havalı bir şekilde ifade eden alternatif kalıpları aşağıda bulabilirsiniz.
Is there room for one more? (Bir kişilik daha yeriniz var mı?)
Is it okay if I come along? (Benim de gelmemde bir sakınca var mı?)
May I sit with you? (Sizinle oturabilir miyim?)
I would love to join in. (Ben de katılmayı çok isterim.)
Is this seat taken? (Bu koltuk dolu mu? / Buraya oturabilir miyim?)
Can I get in on this? (Buna ben de dahil olabilir miyim? – Samimi)
Are you guys accepting new players? (Yeni oyuncu kabul ediyor musunuz?)
If you need an extra person, let me know. (Eğer fazladan birine ihtiyacınız olursa bana haber verin.)
Is it an open event? (Bu herkese açık bir etkinlik mi?)
Count me in! (Beni de sayın! / Ben de varım!)
İngilizce Alışveriş İle İlgili Kalıplar
Yurt dışında bir mağazaya girdiğinizde sadece fiyat sormakla kalmaz, bazen kabinlerin yerini öğrenmek veya sadece vitrine bakmak isteyebilirsiniz. Alışveriş deneyiminizi kolaylaştıracak alternatif kalıpları aşağıda bulabilirsiniz.
I am just looking, thank you. (Sadece bakıyorum, teşekkür ederim.)
Where are the fitting rooms? (Deneme kabinleri nerede?)
Does this come in other colors? (Bunun başka renkleri var mı?)
Do you have this in a medium? (Bunun “Medium” (orta) bedeni var mı?)
It fits perfectly. (Tam oldu / Üzerime tam oturdu.)
It is a little too tight. (Bu biraz fazla dar.)
Where can I find jeans? (Kot pantolonları nerede bulabilirim?)
Do you have these in stock? (Bunlardan stokta var mı?)
Can I have a receipt, please? (Fiş alabilir miyim, lütfen?)
What is your return policy? (İade politikanız nedir?)
Could I have a bag, please? (Bir poşet alabilir miyim, lütfen?)
That is a bit out of my price range. (Bu benim bütçemi biraz aşıyor.)
İngilizce Seyahat ile İlgili Kalıplar
Yeni bir şehri keşfederken kaybolmak istemiyorsanız veya gideceğiniz yere en hızlı nasıl ulaşacağınızı öğrenmeniz gerekiyorsa, aşağıdaki alternatif seyahat kalıplarını kullanabilirsiniz.
What time does the next train leave? (Bir sonraki tren saat kaçta kalkıyor?)
Where is the bus stop? (Otobüs durağı nerede?)
I would like to buy a ticket to Berlin. (Berlin’e bir bilet almak istiyorum.)
Is this the right way to the museum? (Müzeye giden doğru yol bu mu?)
Can you show me on the map? (Bana haritada gösterebilir misiniz?)
Is it far from here? (Buradan uzak mı?)
I think I am lost. (Sanırım kayboldum.)
How much is the fare? (Yol ücreti ne kadar?)
Where is the baggage claim? (Bagaj teslim yeri nerede?)
Can you recommend a good restaurant nearby? (Yakınlarda iyi bir restoran önerebilir misiniz?)
Is there free Wi-Fi here? (Burada ücretsiz Wi-Fi var mı?)
Is it within walking distance? (Yürüme mesafesinde mi?)
İngilizce Uçak, Tren, Otobüs Seyahati ile İlgili Kalıplar
Yurt dışı seyahatlerinizde havaalanlarında, tren garlarında veya otobüs duraklarında işlerinizi kolayca halletmek için doğru soruları sormak önemlidir. Yolculuğunuzu daha planlı ve sorunsuz hale getirecek alternatif kalıpları aşağıda bulabilirsiniz.
I would like a one-way ticket to Paris. (Paris’e tek yön bir bilet istiyorum.)
I would like a return ticket. (Gidiş-dönüş bileti istiyorum.)
Which platform does the train leave from? (Tren hangi perondan kalkıyor?)
How long does the journey take? (Yolculuk ne kadar sürüyor?)
Is there a dining car on the train? (Trende yemek vagonu var mı?)
Can I take this bag on the plane as carry-on? (Bu çantayı uçağa el bagajı olarak alabilir miyim?)
What is the boarding time? (Uçağa biniş saati nedir?)
I have a connecting flight. (Aktarmalı uçuşum var.)
Which bus goes to the museum? (Hangi otobüs müzeye gidiyor?)
Can you tell me when to get off? (İneceğim zaman bana haber verebilir misiniz?)
Is this seat reserved? (Bu koltuk rezerve mi / dolu mu?)
Where can I buy a ticket card? (Bilet kartını nereden satın alabilirim?)
İngilizce Konaklama ile İlgili Kalıplar
Otelde konaklarken giriş işlemlerinden oda servisine, teknik bir sorundan çıkış işlemlerine kadar birçok farklı durumda iletişim kurmanız gerekebilir. Konforlu bir tatil için ihtiyaçlarınızı dile getirmenizi sağlayacak alternatif kalıpları aşağıda bulabilirsiniz..
I have a reservation under the name of (X). ((X) adına bir rezervasyonum var.)
Could I have a quiet room, please? (Sessiz bir oda alabilir miyim, lütfen?)
What is the Wi-Fi password? (Wi-Fi şifresi nedir?)
Is there room service available? (Oda servisi mevcut mu?)
Could I get some extra towels? (Fazladan havlu alabilir miyim?)
The shower has no hot water. (Duşta sıcak su akmıyor.)
My neighbors are very noisy. (Komşularım çok gürültülü.)
When is breakfast served? (Kahvaltı ne zaman servis ediliyor?)
Do you have a laundry service? (Çamaşır yıkama hizmetiniz var mı?)
I locked myself out. (Kapıda kaldım / Anahtarı içeride unuttum.)
Can I have a late check-out? (Geç çıkış yapabilir miyim?)
Is there a shuttle to the airport? (Havaalanına servisiniz var mı?)
Can I leave my bags here until my flight? (Uçuşuma kadar çantalarımı buraya bırakabilir miyim?)
How do I turn on the TV? (Televizyonu nasıl açarım?)
Please do not disturb. (Lütfen rahatsız etmeyin.)
İngilizce Kalıplar, Günlük Konuşma Kalıpları Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
İngilizce Kalıplar ifadesinin tam karşılığı nedir?
İngilizce Kalıplar, Türkçeye genellikle “English Phrases” veya “English Idioms” olarak çevrilir. Bu ifadeler, kelime kelime çevrildiğinde her zaman anlamlı olmayabilir; bu yüzden bir bütün olarak öğrenilmeleri gerekir.
Günlük hayatta en çok işimize yarayan İngilizce Kalıplar hangileridir?
İletişimi hızlandıran en yaygın İngilizce Kalıplar arasında; durumu sormak için “How is it going?” (Nasıl gidiyor?), teşekkür etmek için “Thanks a million” (Milyonlarca kez teşekkürler), vedalaşmak için “Take care” (Kendine iyi bak) ve bir şeyi anlamadığınızda “I didn’t get that” (Bunu anlamadım) gibi ifadeler bulunur.
Konuşurken düşünmek için zaman kazandıran kelimeler hangileridir?
İngilizcede cümleyi toparlarken sessiz kalmamak için “Well…” (Şey…), “Let me see…” (Bakalım…), “Actually…” (Aslında…) veya “You know…” (Bilirsin…) gibi dolgu kelimeleri (fillers) kullanılır. Bu ifadeler size düşünme payı bırakır.
İngilizcede birini anlamadığımda ne söylemeliyim?
Karşınızdakini duymadığınızda veya anlamadığınızda “Sorry?” (Pardon?), “I didn’t catch that.” (Dediğini yakalayamadım.) veya “Can you say that again, please?” (Lütfen tekrar söyler misiniz?) diyerek kibarca tekrar etmesini isteyebilirsiniz.