İngilizce Edatlar (Prepositions) Konu Anlatımı ve Kullanım Örnekleri
İngilizce edatlar (prepositions) tam olarak ne anlama gelir? Zamanı ve mekanı belirtmek için kullanılan edatlar hangileridir? Aklınızdaki bu soruları netleştirmek adına hazırladığımız bu içerikte, İngilizce edatları detaylı bir konu anlatımı ve konuyu pekiştirecek örnek cümleler eşliğinde sizler için ele alıyoruz.
İngilizce Edatların Detaylı Açıklaması
İngilizcede “Prepositions” olarak adlandırılan edatlar, kelimeler arasında köprü kurarak yer, zaman ve hareket ilişkilerini belirler. Cümledeki isimleri veya zamirleri diğer ögelere bağlayan bu küçük kelimeler, anlam bütünlüğü için hayati önem taşır. Örneğin bir nesnenin masanın “üstünde” mi, “altında” mı yoksa “yanında” mı olduğunu bu kelimelerle anlatırız. Aşağıdaki tabloda en sık kullanılan edatları, Türkçe karşılıklarını ve kısa örnek kullanımlarını bulabilirsiniz.
Prepositions (Edatlar) | Türkçe Anlamı | Okunuşu | Örnek Cümle (İngilizce – Türkçe) |
According to | -e göre | Ekording tu | Everything went according to plan. (Her şey plana göre gitti.) |
Amid | Ortasında, arasında | Emid | The house stood amid the trees. (Ev ağaçların ortasında duruyordu.) |
Because of | -den dolayı, yüzünden | Bikoz ov | We stayed home because of the rain. (Yağmur yüzünden evde kaldık.) |
Beneath | Altında (daha derin/gizli) | Biniit | Rivers flow beneath the earth. (Nehirler yerin altında akar.) |
Close to | Yakınında | Klos tu | Don’t sit too close to the TV. (Televizyonun çok yakınına oturma.) |
Concerning | İle ilgili | Kınsörning | I have questions concerning your report. (Raporun ile ilgili sorularım var.) |
Despite | -e rağmen | Dispayt | She laughed despite the pain. (Acıya rağmen güldü.) |
Due to | Nedeniyle | Dyu tu | The delay was due to traffic. (Gecikme trafik nedeniyle oldu.) |
Except | Hariç | Eksept | Everyone is here except Ali. (Ali hariç herkes burada.) |
Far from | Uzağında | Far from | The hotel is far from the city center. (Otel şehir merkezinin uzağında.) |
In spite of | -e rağmen | İn spayt ov | We went out in spite of the cold. (Soğuğa rağmen dışarı çıktık.) |
Instead of | -in yerine | İnsted ov | Use honey instead of sugar. (Şeker yerine bal kullan.) |
Next to | Bitişiğinde | Nekst tu | Please sit next to me. (Lütfen bitişiğime/yanıma otur.) |
Off | -den uzağa / Kapalı | Of | The cat jumped off the table. (Kedi masadan (aşağı) atladı.) |
On top of | Tepesinde, üstünde | On tap ov | The keys are on top of the fridge. (Anahtarlar buzdolabının tepesinde.) |
Opposite | Karşısında (yüz yüze) | Opozit | She sat opposite her boss. (Patronunun karşısına oturdu.) |
Out of | -den dışarı | Aut ov | He walked out of the room. (Odadan dışarı yürüdü.) |
Past | Geçince, ötesinde | Past | Go past the traffic lights. (Trafik ışıklarını geç/geçince.) |
Per | Başına (her bir) | Pör | The speed limit is 50 km per hour. (Hız limiti saat başına 50 km.) |
Prior to | -den önce (resmi) | Prayır tu | Please arrive prior to the meeting. (Lütfen toplantıdan önce varın.) |
Regarding | İlişkin, hakkında | Rigarding | I am writing regarding the sale. (Satışa ilişkin yazıyorum.) |
Since | -den beri | Sins | I haven’t seen him since 2010. (Onu 2010′dan beri görmedim.) |
Thanks to | Sayesinde | Tenks tu | I succeeded thanks to your help. (Yardımın sayesinde başardım.) |
Throughout | Boyunca (baştan başa) | Truaut | It snowed throughout the night. (Gece boyunca kar yağdı.) |
Underneath | Altında (tamamen) | Andırniit | I found dust underneath the bed. (Yatağın altında toz buldum.) |
Unlike | Aksine, benzemeyen | Anlayk | Unlike his brother, he is quiet. (Kardeşinin aksine o sessizdir.) |
Via | Yoluyla, üzerinden | Vaya | We flew to London via Paris. (Paris üzerinden Londra’ya uçtuk.) |
İngilizce Cümle Yapısında Edatların Görevi Nedir?
İngilizcede edatlar (prepositions), cümledeki isimleri veya zamirleri diğer kelimelere bağlayarak anlam bütünlüğü sağlayan köprülerdir. “Nerede?”, “Ne zaman?” veya “Hangi yöne?” gibi soruların cevabını vererek cümlenin bağlamını netleştirirler.
İngilizce Edatlar Cümle İçinde Nasıl Kullanılırlar?
Edatlar genellikle bir ismin veya zamirin önüne gelerek o kelimenin cümledeki diğer ögelerle olan ilişkisini belirler. Örneğin, bir nesnenin masanın “üstünde” mi yoksa “altında” mı olduğunu belirtmek için yer edatlarına (place prepositions) ihtiyaç duyarız. Aynı şekilde bir olayın gerçekleştiği anı belirtmek için zaman edatlarını (time prepositions) kullanırız. Edatlar olmadan kurulan cümleler eksik ve anlamsız kalabilir; bu yüzden akıcı bir İngilizce için doğru yerde doğru edatı kullanmak şarttır.
In (-de -da) Edatı Mekan Bildiren
“In” edatı, sınırları belli olan kapalı alanlar, şehirler, ülkeler veya bir şeyin “içinde” olduğunu anlatmak için kullanılır. Geniş ve kapsayıcı alanları ifade eder.
My clothes are in the wardrobe. (Kıyafetlerim gardırobun içinde.)
They live in Germany. (Onlar Almanya’da yaşıyor.)
The students are in the classroom. (Öğrenciler sınıfta.)
There is sugar in the tea. (Çayın içinde şeker var.)
In (-de -da) Edatı Zaman Bildiren
Zaman bildiren “In”, takvimdeki uzun dilimleri (aylar, yıllar, yüzyıllar) veya günün bölümlerini (sabah, öğleden sonra) kapsar.
We ski in winter. (Kışın kayak yaparız.)
My birthday is in August. (Doğum günüm Ağustos ayında.)
The meeting is in the afternoon. (Toplantı öğleden sonra.)
Computers became popular in the 1990s. (Bilgisayarlar 1990’larda popüler oldu.)
On (-de -da, üzerinde) Edatı Mekan Bildiren
“On” edatı, bir nesnenin başka bir yüzeyle temas halinde ve “üstünde” olduğunu belirtir. Ayrıca kat numaraları ve elektronik/medya araçları için de kullanılır.
Please put the glass on the shelf. (Lütfen bardağı rafa koy.)
They live on the second floor. (Onlar ikinci katta oturuyor.)
I saw the news on TV. (Haberleri televizyonda gördüm.)
The map is on the wall. (Harita duvarda.)
On (-de -da, üzerinde) Edatı Zaman Bildiren
Zaman açısından “On”, takvimde parmakla gösterebileceğimiz belirli günleri ve tam tarihleri ifade ederken tercih edilir.
The party is on Friday. (Parti Cuma günü.)
I visit my grandparents on Sundays. (Pazar günleri büyükanne ve büyükbabamı ziyaret ederim.)
The exam is on March 15th. (Sınav 15 Mart’ta.)
We celebrate on New Year’s Day. (Yeni Yıl gününde kutlama yaparız.)
At (-de -da) Edatı Mekan Bildiren
“At” edatı, genel bir alanın içini değil, spesifik bir “noktayı” veya konumu işaret eder. Adreslerde veya belirli etkinlik alanlarında kullanılır.
Someone is standing at the corner. (Köşede biri duruyor.)
I am at work right now. (Şu anda işteyim.)
Let’s meet at the entrance. (Girişte buluşalım.)
She is studying at the library. (O, kütüphanede ders çalışıyor.)
To (-e -a) Edatı
“To” edatı, bir yerden başka bir yere yapılan hareketi, varış noktasını veya yönelmeyi gösterir.
We are going to the cinema. (Sinemaya gidiyoruz.)
Please give this book to Ali. (Lütfen bu kitabı Ali’ye ver.)
She drove to the supermarket. (Süpermarkete arabayla gitti.)
I go to bed early. (Erken yatarım / Yatağa erken giderim.)
For (için) Edatı
“For” edatı, bir eylemin kimin adına yapıldığını, amacını veya bir durumun süresini belirtmek için kullanılır.
I am waiting for the bus. (Otobüs için bekliyorum / Otobüsü bekliyorum.)
She bought a toy for her son. (Oğlu için bir oyuncak aldı.)
We have lived here for ten years. (On yıldır burada yaşıyoruz.)
Is this seat for me? (Bu koltuk benim için mi?)
Of (sahiplik) Edatı
“Of” edatı, genellikle iki isim arasında tamlama kurarak parçası olma, miktar veya aitlik durumunu bildirir.
Would you like a cup of coffee? (Bir fincan kahve ister misin?)
He is a member of the team. (O, takımın bir üyesi.)
The capital of France is Paris. (Fransa’nın başkenti Paris’tir.)
I ate a piece of cake. (Bir dilim pasta yedim.)
Until (-a kadar) Edatı
“Until” edatı, bir işin veya durumun süreceği son noktayı (deadline) bildirir. O ana kadar eylemin devam ettiğini vurgular.
The shop is open until 9 PM. (Dükkan akşam 9’a kadar açık.)
Please wait here until the rain stops. (Lütfen yağmur durana kadar burada bekle.)
I worked until midnight yesterday. (Dün gece yarısına kadar çalıştım.)
Don’t open your eyes until I say so. (Ben söyleyene kadar gözlerini açma.)
Under (altında) Edatı
“Under” edatı, bir şeyin fiziksel olarak başka bir şeyin aşağısında kaldığını veya bir şey tarafından kaplandığını anlatır.
The dog is hiding under the table. (Köpek masanın altında saklanıyor.)
We sat under a big umbrella. (Büyük bir şemsiyenin altında oturduk.)
The boat passed under the bridge. (Tekne köprünün altından geçti.)
I found your pen under the chair. (Kalemini sandalyenin altında buldum.)
İngilizce Edatlar (Prepositions) Konu Anlatımı ve Kullanım Örnekleri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
En sık kullanılan İngilizce edatlar hangileridir?
Günlük hayatta en çok karşılaşılan edatlar; in, on, at, to, for, with, of ve from kelimeleridir.
İngilizce edatlar cümleye ne katar?
Edatlar, cümledeki kelimeler arasında köprü kurarak yer, zaman, yön veya sahiplik gibi anlamlar kazandırır ve cümlenin bütünlüğünü sağlar.
Zaman bildiren edatlara örnekler nelerdir?
Zamanı belirtmek için genellikle in, on, at, before (önce), after (sonra) ve during (sırasında) gibi edatlar kullanılır.
Edatlar kelimenin neresine gelir?
İngilizcede edatlar (prepositions), genellikle niteledikleri ismin veya zamirin önüne gelirler (Örneğin: in the car – arabanın içinde).