A’dan Z’ye En Sık Kullanılan İngilizce Fiiller, Türkçe Anlamları, Okunuşları ve Örnek Cümleler

İngilizce Fiil

Türkçe Anlamı

Adapt

Uyarlamak, adapte olmak

Approve

Onaylamak

Assume

Varsaymak

Attract

Çekmek, cezbetmek

Assist

Yardım etmek

Arrange

Düzenlemek

Analyze

Analiz etmek

Achieve

Başarmak

Apply

Başvurmak / Uygulamak

Avoid

Kaçınmak

Accept

Kabul etmek

Argue

Tartışmak

Attend

Katılmak

Attach

Eklemek, iliştirmek

Allow

İzin vermek

Adapt

Uyarlamak

Acknowledge

Kabul etmek, doğrulamak

Approaches

Yaklaşmak

Act

Davranmak / Hareket etmek

Announce

Duyurmak

Adapt

Uyarlamak, adapte olmak

Approve

Onaylamak

Assume

Varsaymak

Attract

Çekmek, cezbetmek

Assist

Yardım etmek

Arrange

Düzenlemek

İngilizce

Türkçe

Balance

Dengelemek

Ban

Yasaklamak

Bargain

Pazarlık yapmak

Bark

Havlamak

Bathe

Banyo yapmak

Bear

Dayanmak, katlanmak

Beautify

Güzelleştirmek

Beckon

İşaret etmek, çağırmak

Befriend

Arkadaş olmak

Beg

Yalvarmak

Behave

Davranmak

Betray

İhanet etmek

Bid

Teklif vermek

Bind

Bağlamak

Blend

Harmanlamak

Bloom

Çiçek açmak

Blur

Bulanıklaştırmak

Bob

Yukarı aşağı sallanmak

Boost

Artırmak, güçlendirmek

Bother

Rahatsız etmek

Bow

Eğilmek

Brace

Hazırlanmak, güçlendirmek

Brag

Böbürlenmek

Branch

Dallanmak, ayrılmak

Break

Kırmak

Breed

Üretmek, yetiştirmek

Brew

Demlemek

Brighten

Aydınlatmak, neşelendirmek

Bring

Getirmek

Broadcast

Yayın yapmak

Brush

Fırçalamak

Build

İnşa etmek

Burst

Patlamak

İngilizce

Türkçe

Calculate

Hesaplamak

Call

Seslenmek / Aramak

Capture

Ele geçirmek

Care

Umursamak / Bakım yapmak

Carry

Taşımak

Carve

Oymak

Catch

Yakalamak

Cause

Sebep olmak

Caution

Uyarmak

Celebrate

Kutlamak

Change

Değiştirmek

Chase

Peşinden koşmak

Cheer

Neşelendirmek

Choose

Seçmek

Clarify

Açıklığa kavuşturmak

Classify

Sınıflandırmak

Cleanse

Arındırmak

Clear

Temizlemek / Açmak

Cling

Yapışmak

Close

Kapatmak

Collect

Toplamak

Combine

Birleştirmek

Comfort

Teselli etmek

Command

Emir vermek

Commit

Adamak / Suç işlemek

Compare

Karşılaştırmak

Compete

Yarışmak

Complain

Şikâyet etmek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Dabble

Gönüllü olarak uğraşmak, denemek

Dazzle

Göz kamaştırmak

Debug

Hata ayıklamak (programlama)

Defend

Savunmak

Delight

Memnun etmek

Depict

Tasvir etmek, betimlemek

Detect

Farketmek, ortaya çıkarmak

Determine

Belirlemek, saptamak

Devote

Adamak, kendini adamak

Dictate

Dikte etmek, zorla kabul ettirmek

Differentiate

Ayırt etmek, farkını görmek

Discard

Atmak, elden çıkarmak

Discover

Keşfetmek

Discuss

Görüşmek, tartışmak

Disguise

Kılık değiştirmek

Distinguish

Ayırt etmek, farkını anlamak

Distribute

Dağıtmak, paylaştırmak

Dive

Dalmak, atlamak

Document

Belgelemek

Dominate

Hakim olmak, egemen olmak

Double

İkiye katlamak

Draft

Taslak hazırlamak

Drag

Sürüklemek

Drain

Boşaltmak, süzmek

Dream

Hayal etmek, rüya görmek

Dress

Giyinmek, süslemek

Drift

Sürüklenmek

Drill

Matkapla delmek / eğitmek

Drop

Düşürmek, bırakmak

Duplicate

Kopyalamak, çoğaltmak

Dabble

Gönüllü olarak uğraşmak, denemek

Dazzle

Göz kamaştırmak

Debug

Hata ayıklamak (programlama)

Defend

Savunmak

Delight

Memnun etmek

Depict

Tasvir etmek, betimlemek

Detect

Farketmek, ortaya çıkarmak

Determine

Belirlemek, saptamak

Devote

Adamak, kendini adamak

İngilizce

Türkçe Anlamı

Elevate

Yükseltmek, artırmak

Eliminate

Ortadan kaldırmak, yok etmek

Elicit

Ortaya çıkarmak, sağlamak

Embolden

Cesaretlendirmek

Empower

Yetki vermek, güçlendirmek

Enclose

Kapatmak, içine almak

Endure

Dayanmak, katlanmak

Enforce

Uygulamak, zorla yaptırmak

Engage

Katılmak, ilgilenmek

Enlighten

Aydınlatmak, bilgilendirmek

Enlist

Kaydolmak, askere almak

Enrich

Zenginleştirmek

Enroll

Kayıt yaptırmak

Ensure

Garanti etmek, sağlamak

Entertain

Eğlendirmek

Evolve

Gelişmek, evrim geçirmek

Exceed

Aşmak, geçmek

Exchange

Değiş tokuş yapmak

Excuse

Mazeret göstermek, affetmek

Exhibit

Sergilemek, göstermek

Expand

Genişletmek

Expect

Beklemek, ummak

Explain

Açıklamak

Exploit

Sömürmek, faydalanmak

Express

İfade etmek

Extend

Uzatmak, genişletmek

Extract

Çıkarmak, özünü almak

Examine

İncelemek, muayene etmek

Elevate

Yükseltmek, artırmak

İngilizce

Türkçe Anlamı

Facilitate

Kolaylaştırmak, olanak sağlamak

Fade

Solmak, rengi gitmek

Faint

Bayılmak, güçsüz düşmek

Fabricate

Üretmek, uydurmak

Face

Yüzleşmek, karşı karşıya gelmek

Fail

Başarısız olmak

Fancy

Hoşlanmak, istemek

Fascinate

Etkilemek, büyülemek

Fasten

Bağlamak, sabitlemek

Favor

Desteklemek, ayrıcalık tanımak

Feature

Özellik göstermek

Fetch

Getirmek, almak

Filter

Süzmek, elemek

Finalize

Sonuçlandırmak

Finance

Finansman sağlamak

Flatter

Pohpohlamak, iltifat etmek

Flash

Parlamak, göz kırpmak

Flinch

Geri çekilmek, irkilmek

Flourish

Gelişmek, büyümek

Flow

Akmak, akış sağlamak

Focus

Odaklanmak

Fold

Katlamak

Forecast

Tahmin etmek

Formulate

Oluşturmak, formüle etmek

Foster

Teşvik etmek, geliştirmek

Frighten

Korkutmak

İngilizce

Türkçe Anlamı

Gain

Kazanmak, elde etmek

Gamble

Kumar oynamak

Generate

Üretmek, meydana getirmek

Gather

Toplamak, bir araya getirmek

Glance

Göz atmak, kısaca bakmak

Glimpse

Gözüne ilişmek, kısa bakış

Govern

Yönetmek, idare etmek

Grind

Öğütmek, ezmek

Grasp

Kavramak, anlamak

Guarantee

Garanti vermek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Hack

Kırmak, bilgisayar korsanlığı yapmak

Hail

Selamlamak, çağırmak

Halt

Durmak, durdurmak

Hamper

Engel olmak, aksatmak

Handicraft

El işi yapmak

Hangar

Asmak, asılı tutmak

Happen

Meydana gelmek, olmak

Harbor

Barındırmak, sığınak sağlamak

Hardening

Sertleştirmek

Harmonize

Uyum sağlamak

Harness

Yararlanmak, kullanmak

Hasten

Hızlandırmak, acele etmek

Hatch

Yumurtadan çıkmak, plan yapmak

Haunt

Musallat olmak, sık sık uğramak

Head

Yönlendirmek, liderlik yapmak

Heal

Şifa bulmak, iyileştirmek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Ignite

Ateşlemek, tetiklemek

Identify

Tanımlamak, teşhis etmek

Illustrate

Örneklerle göstermek

Impart

Aktarmak, vermek

Implore

Rica etmek, yalvarmak

Incorporate

Dahil etmek, katmak

Indicate

Belirtmek, göstermek

Infer

Çıkarım yapmak, sonuç çıkarmak

Influence

Etkilemek

Inform

Haberdar etmek, bilgilendirmek

Inhabit

Yerleşmek, ikamet etmek

Initiate

Başlatmak, ön ayak olmak

Innovate

Yenilik yapmak

Inspire

İlham vermek

Interact

Etkileşimde bulunmak

Interpret

Yorumlamak, çevirmek

Intervene

Müdahale etmek, araya girmek

Invest

Yatırım yapmak

Investigate

Araştırmak, soruşturmak

Invite

Davet etmek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Juggle

Havalara fırlatmak, idare etmek

Journey

Yolculuk etmek

Justify

Haklı çıkarmak, savunmak

Jab

Hafifçe vurmak, iğne yapmak

Join

Katılmak

Jolt

Sarsmak, ani hareket yapmak

Jostle

Itişmek, sıkıştırmak

Jump

Zıplamak

Jeer

Alay etmek, yuhalamak

Jingle

Çınlamak, zil sesi çıkarmak

Jabber

Gevelemek, hızlı konuşmak

Jinx

Şanssızlık getirmek, nazar değdirmek

Jog

Hafif koşmak

Joke

Şaka yapmak

İngilizce

Türkçe Anlamı

Keep

Saklamak, muhafaza etmek

Kick

Tekmelemek

Kneel

Diz çökmek

Knit

Örmek

Knock

Vurmak, kapı çalmak

Know

Bilmek

Knead

Yoğurmak (hamur gibi)

Kickstart

Harekete geçirmek, başlatmak

Kiss

Öpmek

Kidnap

Kaçırmak

Key

Anahtarını vermek, kilitlemek

Kindle

Ateş yakmak, canlandırmak

Keep up

Ayak uydurmak, devam ettirmek

Kill off

Yok etmek, ortadan kaldırmak

Knock down

Yıkmak, devirmek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Listen

Dinlemek

Locate

Yerini bulmak

Lift

Kaldırmak

Limit

Sınırlandırmak

Launch

Başlatmak, fırlatmak

Laugh

Gülmek

Lean

Dayanmak, yaslanmak

Link

Bağlamak, birleştirmek

Lead

Öncülük etmek, yönetmek

Last

Sürmek (zaman olarak)

Light

Yakmak, aydınlatmak

Lend

Ödünç vermek

Lock

Kilitlemek

Look

Bakmak, görmek

Lose

Kaybetmek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Move

Taşımak, hareket etmek

Maintain

Sürdürmek, bakım yapmak

Mention

Bahsetmek, söz etmek

Modify

Değiştirmek, düzeltmek

Motivate

Motive etmek, teşvik etmek

Monitor

İzlemek, denetlemek

Manage

Yönetmek

Measure

Ölçmek

Mix

Karıştırmak

Mark

İşaretlemek

Master

Ustalaşmak, hâkim olmak

Memorize

Ezberlemek

Mend

Tamir etmek

Miss

Özlemek, kaçırmak

Move on

Devam etmek, ilerlemek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Name

İsim vermek

Need

Gerekmek, ihtiyaç duymak

Negotiate

Pazarlık yapmak, görüşmek

Nibble

Kemirmek, ufak ısırmak

Nod

Baş sallamak, onaylamak

Note

Not almak, kaydetmek

Notice

Fark etmek, farkına varmak

Nurture

Beslemek, geliştirmek

Navigate

Yolunu bulmak, yönlendirmek

Neutralize

Etkisiz hale getirmek

Nominate

Aday göstermek

Normalize

Normal hale getirmek

Nourish

Beslemek, güç vermek

Network

Ağ kurmak, bağlantı kurmak

Neglect

İhmal etmek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Obliterate

Silip süpürmek, yok etmek

Occupy

İşgal etmek, meşgul etmek

Offload

Yük boşaltmak

Outlast

Daha uzun dayanmak

Overstate

Abartmak

Outshine

Daha parlak olmak, gölgede bırakmak

Overhaul

Yeniden düzenlemek, gözden geçirmek

Overturn

Devrilmek, ters çevirmek

Outsmart

Daha akıllıca davranmak

Overindulge

Fazla düşkün olmak

Outweigh

Daha ağır basmak

Overextend

Fazla zorlamak, aşırı yüklemek

Overreact

Aşırı tepki vermek

Outpace

Daha hızlı gitmek, geride bırakmak

Overwhelm

Bunaltmak, boğmak

Outbid

Daha yüksek teklif vermek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Pacify

Sakinleştirmek, yatıştırmak

Paddle

Kürek çekmek

Pardon

Affetmek, bağışlamak

Paralyze

Felç etmek

Part

Ayrılmak, bölmek

Participate

Katılmak, iştirak etmek

Partition

Bölmek, ayırmak

Pass

Geçmek, vermek

Patronize

Himaye etmek, küçümsemek

Peek

Göz atmak, dikizlemek

Perform

Sergilemek, gerçekleştirmek

Persuade

İkna etmek

Photograph

Fotoğraf çekmek

Pickle

Turşu yapmak, korumak

Plunge

Dalmak, hızlıca girmek

Plot

Plan yapmak, komplo kurmak

Poise

Dengede durmak, hazırlıklı olmak

Postpone

Ertelemek

Pour

Dökmek, akıtmak

Practice

Uygulamak, alıştırma yapmak

İngilizce

Türkçe Anlamı

Quench

Susuzluğunu gidermek, bastırmak

Qualify

Hak kazanmak, yeterlilik kazanmak

Quip

Espri yapmak, hazırcevap olmak

Quota

Kontenjan belirlemek, sınırlamak

Quell

Bastırmak, yatıştırmak

Question

Sorgulamak, soru sormak

Quake

Titremek, sarsılmak

Queue

Sıraya girmek, kuyruk oluşturmak

Quarantine

Karantinaya almak

Quibble

Çıkışmak, lafını eğip bükmek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Reinforce

Güçlendirmek, takviye etmek

Reorganize

Yeniden düzenlemek

Reinvest

Yeniden yatırım yapmak

Reconcile

Uzlaştırmak, barıştırmak

Revise

Gözden geçirmek, düzeltmek

Revitalize

Canlandırmak, güç vermek

Rotate

Döndürmek, sıra ile yapmak

Revamp

Yeniden tasarlamak, modernize etmek

Reimburse

Masrafını geri ödemek

Reignite

Yeniden ateşlemek, yeniden canlandırmak

İngilizce

Türkçe Anlamı

Suggest

Önermek, tavsiye etmek

Strengthen

Güçlendirmek

Stretch

Esnetmek, germek

Stumble

Tökezlemek

Subtract

Çıkarmak (matematikte)

Submit

Sunmak, teslim etmek

Substitute

Yerine koymak, değiştirmek

Summarize

Özetlemek

Support

Desteklemek

Surround

Etrafını sarmak, çevrelemek

Sustain

Sürdürmek, devam ettirmek

Swallow

Yutmak

Sweep

Süpürmek

Switch

Değiştirmek, anahtarlamak

Sympathize

Empati kurmak, üzülmek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Tackle

Üstesinden gelmek, ele almak

Tap

Hafifçe vurmak, dokunmak

Target

Hedeflemek

Teem

Dolu olmak, taşmak

Tempt

Cezbetmek, ayartmak

Tend

Eğilimi olmak, bakmak

Terminate

Sonlandırmak

Test

Test etmek, sınamak

Thrive

Gelişmek, büyümek

Tilt

Eğmek, meyletmek

Tiptoe

Parmak ucunda yürümek

Tolerate

Hoşgörmek, katlanmak

Track

İzlemek, takip etmek

Transform

Dönüştürmek

Transmit

İletmek, göndermek

Trigger

Tetiklemek

Trim

Budamak, düzeltmek

Trust

Güvenmek

Turn off

Kapatmak

Type

Yazmak, daktilo ile yazmak

İngilizce

Türkçe Anlamı

Utilize

Yararlanmak, kullanmak

Uphold

Desteklemek, savunmak

Upgrade

Yükseltmek, geliştirmek

Urinate

İdrar yapmak

Urge

Teşvik etmek, ısrar etmek

Usher

Rehberlik etmek, yer göstermek

Utter

Söylemek, dile getirmek

Undertake

Üstlenmek, yüklenmek

Unify

Tek birleştirmek, birleştirmek

Unplug

Fişini çekmek

Unwrap

Paketini açmak

Upscale

Yükseltmek, daha iyi seviyeye taşımak

Update

Güncellemek

Upload

Yüklemek (internet ortamına)

Unleash

Serbest bırakmak, salıvermek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Wander

Dolaşmak, gezinmek

Whistle

Islık çalmak

Weld

Kaynak yapmak

Withdraw

Çekmek, geri almak

Withstand

Dayanmak, karşı koymak

Work out

Çözmek, egzersiz yapmak

Wreck

Mahvetmek, bozmak

Wrinkle

Kırıştırmak, buruşturmak

Wrestle

Güreşmek, mücadele etmek

Warrant

Garanti etmek, yetki vermek

Wade

Suda yürümek

Weigh

Tartmak, ağırlığını ölçmek

Whip

Kırbaçlamak, hızlı çırpmak

Wonder

Merak etmek, hayret etmek

Work on

Üzerinde çalışmak, uğraşmak

Woo

İlgisini çekmeye çalışmak, etkilemek

Wrap

Sarmak, paketlemek

Widen

Genişletmek

Wreckage

Hasar vermek, yıkmak

Watch

İzlemek, gözlemek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Yawn

Esnemek

Yearn

Özlem duymak, can atmak

Yell

Bağırmak

Yoke

Boyunduruk takmak, bağlamak

Yield

Teslim olmak, verim sağlamak

Yodel

Dağ şarkısı söylemek

Yip

Küçük köpek sesiyle havlamak

Yelp

Kısa ve kesik bağırmak, inlemek

Yank

Şiddetle çekmek

İngilizce

Türkçe Anlamı

Zigzag

Zikzak yapmak

Zero

Sıfırlamak

Zap

Hızlı vurmak / yok etmek

Zeal

Gayret göstermek

Zone

Bölgelemek, alan ayırmak

Zipline

Teleferikle kaymak

Zest

Canlılık katmak / tatlandırmak

Zig

Sağdan sola yön değiştirmek

Zoom

Hızla hareket etmek / yakınlaştırmak

Zonk

Uyuya kalmak / sersemlemek

İngilizce

Türkçe

Örnek Cümleler

Act

Davranmak

She always acts responsibly at work. (İş yerinde her zaman sorumlu davranır.)

Add

Eklemek

Please add some sugar to the tea. (Lütfen çaya biraz şeker ekle.)

Ask

Sormak

I will ask the teacher for help. (Öğretmene yardım için soracağım.)

Believe

İnanmak

He believes in working hard to succeed. (Başarılı olmak için çok çalışmaya inanıyor.)

Build

İnşa etmek

They are building a new bridge in the city. (Şehirde yeni bir köprü inşa ediyorlar.)

Buy

Satın almak

I bought a new book yesterday. (Dün yeni bir kitap aldım.)

Call

Aramak/Çağırmak

She called her friend to invite him to the party. (Arkadaşını partiye davet etmek için aradı.)

Clean

Temizlemek

I need to clean my room before guests arrive. (Misafirler gelmeden önce odamı temizlemem gerek.)

Close

Kapatmak

Please close the door quietly. (Lütfen kapıyı sessizce kapat.)

Come

Gelmek

Can you come to my house tomorrow? (Yarın evime gelebilir misin?)

Compare

Karşılaştırmak

Compare these two phones before buying. (Satın almadan önce bu iki telefonu karşılaştır.)

Cook

Pişirmek

He loves to cook Italian dishes. (İtalyan yemekleri pişirmeyi sever.)

Decide

Karar vermek

She decided to travel alone this summer. (Bu yaz yalnız seyahat etmeye karar verdi.)

Deliver

Teslim etmek

The courier will deliver the package today. (Kurye paketi bugün teslim edecek.)

Draw

Çizmek

The children are drawing pictures of animals. (Çocuklar hayvan resimleri çiziyor.)

Drink

İçmek

I usually drink tea in the morning. (Genellikle sabahları çay içerim.)

Eat

Yemek yemek

We eat dinner together every night. (Her akşam birlikte akşam yemeği yeriz.)

Enjoy

Zevk almak

She enjoys listening to classical music. (Klasik müzik dinlemekten zevk alır.)

Explain

Açıklamak

Can you explain this problem to me? (Bu problemi bana açıklayabilir misin?)

Finish

Bitirmek

I finished reading the book last night. (Dün gece kitabı bitirdim.)

Fix

Tamir etmek

He fixed the broken chair in the living room. (Oturma odasındaki kırık sandalyeyi tamir etti.)

Forget

Unutmak

Don’t forget to lock the door. (Kapıyı kilitlemeyi unutma.)

Help

Yardım etmek

Can you help me with this assignment? (Bu ödevde bana yardımcı olabilir misin?)

Invite

Davet etmek

They invited us to their wedding. (Bizi düğünlerine davet ettiler.)

Learn

Öğrenmek

I am learning to play the guitar. (Gitar çalmayı öğreniyorum.)

Listen

Dinlemek

Please listen carefully to the instructions. (Lütfen talimatları dikkatlice dinleyin.)

Open

Açmak

She opened the window to get some fresh air. (Biraz temiz hava almak için pencereyi açtı.)

Paint

Boyamak

He painted the walls blue. (Duvarları maviye boyadı.)

Play

Oynamak

The kids are playing in the garden. (Çocuklar bahçede oynuyor.)

Read

Okumak

I like to read novels before bed. (Yatmadan önce roman okumayı severim.)

Repair

Tamir etmek

Can you repair my laptop? (Laptop’umu tamir edebilir misin?)

Run

Koşmak

He runs every morning to stay fit. (Formda kalmak için her sabah koşar.)

Show

Göstermek

Can you show me how to use this app? (Bu uygulamayı nasıl kullanacağımı bana gösterebilir misin?)

Study

Çalışmak

I study English for two hours every day. (Her gün iki saat İngilizce çalışırım.)

Teach

Öğretmek

She teaches math at the local school. (Yerel okulda matematik öğretiyor.)

Tell

Anlatmak/Söylemek

Tell me the truth about what happened. (Ne olduğunu bana dürüstçe söyle.)

Try

Denemek

I will try to finish the work today. (Bugün işi bitirmeyi deneyeceğim.)

Understand

Anlamak

I don’t understand this sentence. (Bu cümleyi anlamıyorum.)

Wait

Beklemek

We waited for the bus for an hour. (Otobüsü bir saat bekledik.)

Watch

İzlemek

They are watching a movie together. (Birlikte film izliyorlar.)

Write

Yazmak

I write emails every morning. (Her sabah e-posta yazarım.)