İngilizce Kısa Hikayeler ve Türkçeleri
Bol pratik yapmanın, yabancı bir dil öğreniminde etkili bir yöntem olduğu genel olarak kabul edilen bir gerçektir. Ne kadar fazla alıştırma yapar ve kelimelere maruz kalırsanız, o dili anlamada o kadar ilerleme kaydedersiniz. Klasik alıştırma yöntemlerinden farklı olarak, kısa hikâyeler, öğrendiğiniz İngilizce gramer konularını metinlerde gösterme açısından son derece faydalıdır. Bu tür materyaller, okuma ve anlama becerilerinizi geliştirme imkânı sunar. Her gün sizi zorlamayacak sayıda kısa hikâye üzerinde çalışarak, bilmediğiniz kelimeleri öğrenebilir, metinler üzerinden anlam çıkarmaya çalışabilir ve İngilizce sınavlarına hazırlanırken kaynak olarak kullanabilirsiniz.
Kısa İngilizce Hikâyelerin Faydaları Neler?
Bir dili gerçekten öğrenmek, yalnızca dil bilgisi kurallarını ezberlemekle olmaz. Dili doğal akışı içinde görmek, duymak ve uygulamak gerekir. Bu nedenle kısa İngilizce hikâyeler, İngilizce öğrenme sürecinde mutlaka yer verilmesi gereken materyallerden biridir. Kısa hikâyeler, dili hem anlamayı hem de kullanmayı kolaylaştırır.
Kısa İngilizce hikâyelerin temel faydaları şunlardır:
Doğal İfadeleri Kazandırır: Günlük hayatta kullanılan kalıplara, deyimlere ve cümle yapılarına aşinalık sağlar.
Telaffuz ve Dinleme Pratiği Sunar: Hikâyeleri sesli dinlemek, doğru telaffuz ve ritim öğrenimini destekler.
Yazma Becerisini Geliştirir: Hikâyelerdeki anlatım biçimlerini gözlemleyerek kendi cümle kurma becerilerinizi güçlendirirsiniz.
Motivasyonu Artırır: Eğlenceli, kısa ve akıcı hikâyeler öğrenme sürecini keyifli hale getirir.
Dilbilgisini Pekiştirir: Öğrenilen gramer kurallarını gerçek bağlam içinde görmek, konunun zihinde oturmasını sağlar.
Kelime Bilgisini Genişletir: Yeni kelimeleri bağlam içinde öğrenmek, anlamı daha kalıcı hale getirir.
Okuma Becerisini Hızlandırır: Düzenli hikâye okumak anlama gücünü ve okuma hızını artırır.
İngilizce Kısa Hikâye Örnekleri – Jerry and Emma
Jerry and Emma (English)
Jerry and Emma are husband and wife. It’s summer, and Jerry’s birthday is approaching. Emma wants to give him a present for his birthday, but she wants it to be a surprise, so she must keep everything a secret. But she has a big problem. If Jerry cannot know about her plan, how does she find out what to get him for his birthday? She decides to use a secret technique. For a whole week, while she pretends to do other things, she actually listens very carefully for clues.However, Jerry doesn’t really talk about this subject. A whole week passes with no mention of something he actually wants or needs! “That’s it!” Emma thinks to herself. “Jerry’s birthday is tomorrow! I’m taking off the gloves!” She calls her sister-in-law Mary, and they make a secret plan. Mary will call Jerry, ask him what he would like to receive for his birthday, and Emma will listen to the conversation (without Jerry knowing it.) The scheme starts out as planned. Mary calls Jerry, and they have a nice chat about his upcoming birthday. Emma listens carefully from the other room. Finally, she hears what he wants – a pair of sneakers! “All right!” she thinks to herself. Full of excitement, she runs out of the room. She is not so quiet, but who can blame her? She rushes off to the shop and buys a pair of shiny sneakers, exactly Jerry’s size. She’s very happy. She will get him the present he wants, and it will be a complete surprise! Today is Jerry’s birthday. Emma waits until their special dinner at night. Finally, the moment arrives. It’s time for Jerry’s present! Emma brings in the box of sneakers, wrapped in colorful paper. “Wow!” Jerry says with a big smile. “I wonder what it is.” “Open it and see for yourself!” Emma replies happily. He tears off the colorful paper and takes out the box. He opens the box. “Oh, it’s a … pair of sneakers! What a lovely … surprise…” Emma notices that something is wrong. “What’s the matter? You don’t seem surprised. Don’t you need a pair of sneakers?” “Hmm…” Jerry takes a look at each shoe. “Well, didn’t you tell Mary that you wanted a pair of sneakers?” Emma asks him. “A pair of sneakers?” Jerry starts to laugh. “I said a pair of speakers! You seem surprised. Well, I guess I could use a pair of sneakers, too!”
Jerry ve Emma (Türkçe)
Jerry ve Emma karı kocadır. Yaz mevsimidir ve Jerry’nin doğum günü yaklaşmaktadır. Emma, onun doğum günü için bir hediye vermek ister, fakat bunun sürpriz olmasını istediği için her şeyi gizli tutmak zorundadır.Fakat büyük bir sorunu vardır. Eğer Jerry planı hakkında hiçbir şey bilmezse, Emma onun doğum günü için ne istediğini nasıl öğrenecektir?Emma gizli bir yöntem kullanmaya karar verir. Bütün bir hafta boyunca başka şeylerle meşgulmüş gibi görünür, fakat aslında ipuçlarını yakalamak için çok dikkatli bir şekilde dinler.Ancak Jerry bu konu hakkında pek konuşmaz. İstediği ya da ihtiyaç duyduğu bir şeyden bahsetmeden koskoca bir hafta geçer! “Bu kadar!” diye düşünür Emma. “Jerry’nin doğum günü yarın! Artık harekete geçiyorum!” Görümcesi Mary’yi arar ve birlikte gizli bir plan yaparlar.Mary, Jerry’yi arayacak, ona doğum günü için ne almak istediğini soracak ve Emma da bu konuşmayı (Jerry’nin haberi olmadan) dinleyecektir. Plan tam da düşündükleri gibi ilerler. Mary, Jerry’yi arar ve yaklaşan doğum günü hakkında hoş bir sohbet ederler. Emma da diğer odadan dikkatle dinler. Sonunda Jerry’nin ne istediğini duyar: bir çift spor ayakkabı! “Kahretsin, tamam!” diye düşünür kendi kendine. Heyecanla odadan fırlar. Sessiz değildir ama bu durumda onu kim suçlayabilir? Hızla dükkâna gider ve tam Jerry’nin ayak numarasına uygun, parlak bir çift spor ayakkabı satın alır. Çok mutlu olur. Jerry’nin istediği hediyeyi almıştır ve bu tam bir sürpriz olacaktır! Bugün Jerry’nin doğum günü. Emma, akşam özel yemeklerine kadar bekler. Sonunda o an gelir. Jerry’nin hediyesinin zamanı gelmiştir! Emma, renkli kağıda sarılmış spor ayakkabı kutusunu getirir. Jerry kocaman bir gülümsemeyle, “Vay canına! Acaba bu ne?” der. Emma neşeyle, “Aç ve kendin gör!” diye cevap verir. Jerry renkli kağıdı yırtar, kutuyu çıkarır ve açar. “Ah, bu bir… spor ayakkabı! Ne hoş… sürpriz…” Emma bir şeylerin yolunda gitmediğini fark eder. “Ne oldu? Şaşırmış gibi görünmüyorsun. Bir çift spor ayakkabıya ihtiyacın yok muydu?” “Hmmm…” Jerry her bir ayakkabıyı eline alıp inceler. Emma sorar: “Mary’e bir çift spor ayakkabı istediğini söylememiş miydin?” Jerry gülmeye başlar: “Bir çift spor ayakkabı mı? Ben bir çift hoparlör dedim! Şaşırmış görünüyorsun. Ama sanırım bir çift spor ayakkabıya da hayır demem!”
İngilizce Kısa Hikâye Örnekleri – The Tortoise and the Hare
The Tortoise and the Hare (English)
Once upon a time, there was a speedy hare who bragged about how fast he could run. He laughed at the slow tortoise and said, “You move like a snail!” The tortoise replied calmly, “I may be slow, but I never give up. Shall we have a race?” The hare laughed even harder. “A race? With you? All right! Let’s do it!” So, the animals gathered to watch. The race began. The hare took off like the wind and quickly ran far ahead. After a while, he looked back and saw that the tortoise was far behind. “I have plenty of time,” the hare thought. “I’ll just take a little nap.” So he lay down under a tree and fell asleep. Meanwhile, the tortoise kept moving slowly, step by step, without stopping. He passed the sleeping hare and continued toward the finish line. When the hare woke up, he ran as fast as he could—but it was too late.The tortoise had already crossed the finish line.All the animals cheered. The tortoise looked at the hare and said: “Slow and steady wins the race.”
Kaplumbağa ve Tavşan (Türkçe)
Bir zamanlar, çok hızlı koşmakla övünen bir tavşan varmış. Yavaş hareket eden kaplumbağayla dalga geçer, “Bir salyangoz gibi ilerliyorsun!” dermiş.Kaplumbağa sakin bir şekilde cevap vermiş: “Ben yavaş olabilirim, ama asla pes etmem. Bir yarış yapmaya ne dersin?” Tavşan kahkahayı basmış. “Seninle yarış mı? Tamam, hadi yapalım!” Hayvanlar yarış için toplanmış. Yarış başlamış. Tavşan rüzgar gibi koşup hızlıca öne geçmiş. Bir süre sonra arkasına bakmış ve kaplumbağanın çok geride olduğunu görmüş.“Bol bol vaktim var,” diye düşünmüş tavşan. “Biraz uyusam da olur.”Bir ağacın altına uzanmış ve uyuya kalmış.Bu sırada kaplumbağa hiç durmadan, yavaş ama kararlı adımlarla ilerlemeye devam etmiş. Uyuyan tavşanı geçmiş ve bitiş çizgisine doğru yürümeyi sürdürmüş.Tavşan uyandığında olabildiğince hızlı koşmuş ama artık çok geç kalmış.Kaplumbağa çoktan bitiş çizgisini geçmiş.Tüm hayvanlar kaplumbağayı alkışlamış. Kaplumbağa tavşana dönüp şöyle demiş:“Yavaş ve istikrarlı olan yarışı kazanır.”
İngilizce Kısa Hikâye Örnekleri – The Story of the Doves and the Hunter
White Wing: The Story of the Doves and the Hunter (English)
Once upon a time, in a quiet village, there lived a flock of doves in a tall, old tree. Among them was a beautiful white dove named White Wing. She was known for her kindness and gentle heart. One day, a hunter came to the forest. He spread grains on the ground and hid behind a bush. The doves, hungry and unaware of danger, flew down to eat the grains. Suddenly, a net fell over them. The doves panicked and tried to fly, but they could not escape. White Wing spoke calmly, “Do not struggle. If we try to escape alone, we will fail. But if we fly together, we can lift the net.” The doves listened to her. They took a deep breath and began flapping their wings at the same time. Slowly, the net lifted off the ground, and the whole flock flew into the sky. The hunter looked up in shock. He had never seen anything like it. The doves carried the net to a place far away, where a kind mouse lived. White Wing asked the mouse for help, and the mouse happily chewed the ropes and freed them all. The flock returned to their tree safely. They thanked White Wing for her wisdom and courage.From that day on, whenever they had a problem, they remembered: “Together, we are stronger.”
Beyaz Kanat: Güvercinler ve Avcının Hikayesi (Türkçe)
Bir zamanlar, sessiz bir köyde, yüksek ve yaşlı bir ağacın üzerinde bir güvercin sürüsü yaşarmış. Onların arasında Beyaz Kanat adında çok güzel, bembeyaz bir güvercin varmış. Nazikliği ve iyi kalbiyle tanınırmış. Bir gün bir avcı ormana gelmiş. Yere buğday taneleri serpmiş ve bir çalının arkasına saklanmış. Güvercinler ise aç oldukları için tehlikeyi fark etmeden aşağı uçmuşlar. Aniden üzerlerine bir ağ düşmüş. Güvercinler paniklemiş ve uçmaya çalışmışlar, ama kaçamamışlar. Beyaz Kanat sakince konuşmuş: “Çırpınmayın. Eğer ayrı ayrı kaçmaya çalışırsak, başaramayız. Ama birlikte uçarsak, ağı kaldırabiliriz.” Güvercinler onu dinlemiş. Derin bir nefes alıp aynı anda kanat çırpmaya başlamışlar. Yavaşça ağ havaya kalkmış ve bütün sürü gökyüzüne doğru uçmuş. Avcı hayretle yukarı bakmış. Böyle bir şeyi hiç görmemiş. Güvercinler ağı, uzakta yaşayan iyi kalpli bir fare arkadaşlarının yanına götürmüşler. Beyaz Kanat ondan yardım istemiş ve fare mutlulukla ağın iplerini kemirip onları serbest bırakmış.Sürü güvenle yuvalarına dönmüş. Hepsi Beyaz Kanat’a bilgeliği ve cesareti için teşekkür etmiş. O günden sonra bir sorun yaşadıklarında hep şunu hatırlamışlar: “Birlikteysek daha güçlüyüz.”
İngilizce Kısa Hikâye Örnekleri -The Royal Servant
The Royal Servant (English)
Once upon a time, in a grand and luxurious palace, there lived a royal servant named Elion. He was quiet, polite, and humble. Every day, he worked with great care, treating everyone with respect, from the highest noble to the youngest stable boy.However, some of the other servants believed Elion was weak because he never argued or raised his voice. They whispered and laughed behind his back. One day, the King announced that he would appoint a new chief servant, someone who would oversee the entire palace. Many hoped to be chosen, especially those who mocked Elion. To make his decision, the King gave each servant a small seed and said: “Plant this seed. Care for it. After 30 days, return and show me the plant that grows.” The servants hurried away, excited. They planted their seeds and watered them carefully. Elion did the same but no matter how much he watered the seed, nothing sprouted. He checked the soil, the sunlight, the water but the seed remained unchanged. Still, he took care of the pot every day. Thirty days passed. The servants proudly returned with tall and colorful plants. Elion walked into the palace carrying a pot of plain soil, with no plant at all. The others laughed and whispered: “Look! He couldn’t grow anything!” The King examined every pot. Then he stood in front of Elion and smiled. “My new chief servant will be Elion.” The palace was shocked. The King explained: “The seeds I gave you were boiled. They could never grow. Those who returned with plants replaced the seed but Elion returned with truth and honesty.” From that day on, Elion was honored not just as a servant, but as a symbol of integrity and true strength throughout the kingdom.
Kraliyet Hizmetkarı (Türkçe)
Bir zamanlar, görkemli ve ihtişamlı bir sarayda Elion adında bir kraliyet hizmetkârı yaşarmış. Sessiz, nazik ve alçakgönüllüymüş. Her gün büyük bir özenle çalışır, ister soylu ister küçük bir hizmetçi olsun, herkesle saygıyla konuşurmuş.Fakat bazı hizmetkârlar onun asla tartışmamasını ve sinirlenmemesini zayıflık sanırmış. Arkasından fısıldaşır, onunla dalga geçerlermiş.Bir gün Kral, sarayda her şeyden sorumlu olacak bir baş hizmetkâr seçeceğini duyurmuş. Alanın içi heyecanla dolmuş. Özellikle Elion’u küçümseyenler, bu görevi almayı çok istiyormuş. Kral, doğru kişiyi seçmek için her hizmetkâra küçük bir tohum vermiş ve şöyle demiş: “Bu tohumu ekin. Ona özen gösterin. 30 gün sonra büyüttüğünüz bitkiyle geri dönün.” Hizmetkârlar sevinçle evlerine koşmuş.Tohumları dikkatle sulayıp bakmışlar.Elion da aynısını yapmış fakat ne kadar sulasa da tohum filizlenmemiş. Toprağı, ışığı, suyunu kontrol etmiş, ama hiçbir şey değişmemiş. Yine de saksısına her gün özen göstermiş.Otuz gün geçince, hizmetkârlar rengârenk ve büyük bitkilerle saraya dönmüş.Elion ise elinde sadece toprak dolu bir saksıyla gelmiş. Diğerleri gülmüş: “Bakın! Bir şey bile yetiştirememiş!” Kral tüm bitkileri incelemiş. Sonra Elion’un yanına gelip gülümsemiş.“Yeni baş hizmetkâr Elion olacak.”Saray halkı şaşkınlık içinde kalmış. Kral açıklamış: “Size verdiğim tohumlar kaynatılmıştı. Hiçbirinin büyüme ihtimali yoktu. Bitki ile gelenler tohumu değiştirdi fakat Elion bana gerçeği ve dürüstlüğü getirdi.” O günden sonra Elion, sadece bir hizmetkâr olarak değil, dürüstlüğün ve gerçek gücün simgesi olarak anılmış.
İngilizce Kısa Hikaye Hakkında Sık Sorulan Sorular
İngilizce kısa hikaye okumak neden faydalıdır?
İngilizce kısa hikaye okumak, kelime bilgisini doğal şekilde geliştirir ve cümle yapılarını bağlam içinde görmenizi sağlar.
İngilizce kısa hikaye hangi seviyeye uygundur?
İngilizce kısa hikaye; başlangıç, orta ve ileri seviyeler için ayrı ayrı bulunabilir. Her seviye kendi dil düzeyine uygun hikâyeleri seçebilir.
İngilizce kısa hikaye okuyarak konuşma becerisi gelişir mi?
Evet. İngilizce kısa hikaye içinde kullanılan ifadeler günlük konuşmalara kolayca uyarlanabildiği için konuşma becerisini destekler.
İngilizce kısa hikaye nasıl daha verimli okunur?
Önce hikâyeyi anlamaya çalışın, sonra bilmediğiniz kelimeleri çıkararak tekrar okuyun. Gerekirse sesli okuyun.